Yer Temelli Öğrenme
Emel Yılmaz
Geleceğin yetişkinleri olan çocukların dünyanın değişimine adapte olabilmesi için okuldaki eğitime ek olarak okul dışı eğitim faaliyetlerinden de azami şekilde faydalanmaları gerekir.
Yer temelli eğitim; matematik, sosyal bilgiler, yabancı dil, fen bilimleri ve diğer konulardaki kavramları öğretmek için yerel toplumu ve çevreyi bir başlangıç noktası olarak kullanma sürecidir. Uygulamalı, gerçek dünya öğrenme deneyimlerini vurgulayan bu eğitim yaklaşımı akademik başarıyı arttırır, öğrencilerin toplumla daha güçlü bağlar geliştirmelerine yardımcı olur, öğrencilerin doğal dünyayı takdir etmesini sağlar ve aktif, katkıda bulunan vatandaşlar olarak hizmet etme konusunda yüksek bir bağlılık yaratır. Yerel vatandaşların, topluluk örgütlerinin ve çevresel kaynakların okul yaşamına aktif katılımı yoluyla, topluluk canlılığı ve çevresel kalite iyileştirilir.
Çevre, insanın, içinde yaşadığı, doğadaki bütün varlıklarla çeşitli bağlar kurduğu, olumlu veya olumsuz etkilendiği ortamdır. Çevre bilinci, erken çocukluk döneminde edinilmesi gereken özelliklerdendir. Çevresel tutumların erken yaşlarda kolaylıkla öğrenildiği ve kalıcı olduğu bilinmektedir. Bu sebeple, ailede başlayan çevre eğitiminde, ilköğretim aşamasında birçok etkinlik yardımıyla öğrencilerde çevre bilinci ve çevreye karşı olumlu tutum kazandırılmalıdır. Çevre bilincinde amaçlanan; çevre bilgisi, çevreye olan tutum ve çevreye yararlı davranışlar bütünüdür.
Yer temelli öğrenmenin etkili bir şekilde uygulanabilir olması göz önüne alınmalıdır. Yakın çevreden başlayarak yerel florada bulunan türlerin öğrenilmesi yer temelli eğitim ile gerçekleştirilebilir. Yer temelli eğitim, gençleri eğitmek için yalnızca ilgi çekici bir formül sunmakla kalmaz, aynı zamanda doğa ve insan topluluklarına derin bir aidiyet duygusu geliştirmeyi amaçlar. Çevrelerine karşı aidiyet duygusuna sahip olan öğrenciler, sürdürülebilir bir çevre yaklaşımına katkı sağlayabilecek potansiyele sahip birey olurlar.